Baleye adanmış bir hayat
Baleye olan ilgisi çocukluk yıllarında başlayan Oya Ölçen, bu yıl 57’inci sanat yılını kutluyor. Baleyle hayat bulduğunu belirten Ölçen, mesleğine ilk günkü heyecanla devam ettiğini söylüyor. Bugünlerde yeni bir resital hazırlığında olan sanatçıyla baledeki dününü ve bugününü konuştuk…
- Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ailem İstanbul’da yaşayan Osmanlı hanedanından Osman Paşa’nın torunu. İstiklal Caddesi’nde doğup büyüdüm. Atatürk Kız Lisesi’nden sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisini daha sonra Çapa Eğitim Enstitüsü İngilizce Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Aynı zamanda konservatuarın piyano bölümünden başlayarak bale, solfej, tiyatro bölümlerini okudum.
ÖZEL BURS ALDI
- Bale yapmaya ne zaman karar verdiniz?
Öğretmen kökenli bir ailenin kızıyım. Yürekten Atatürkçü olan annem Süheyla Hanım beni baleye yönlendiren kişi oldu. 1953 yılında İstanbul Belediye Konservatuvarı’ndaki bale ve piyano kursuna başladım. Bale öğretmenim Olga Olcay’ın bale okulundaki çalışmalarım sayesinde İngiliz Kültür Derneği bana Londra’da özel bir burs verdi.
12 yıl boyunca her yaz Londra’daki Rambert School of Ballet’de eğitim gördüm. Bale konusunda orada da takdir kazandım ve mezuniyetimde okulun profesyonel balerin kadrosuna girmem teklif edildi. Ancak bu teklifi kabul etmedim ve kendilerine; “Büyük Önderimiz Atatürk’ün gösterdiği yolda yürüyerek baleyi, ülkemde öğretmek, geliştirmek ve yaymak istiyorum. Bu yüzden ülkeme döneceğim” dedim.
Oya Ölçen, 22 Haziran’da Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Sahnesi’ndeki klasik ve modern baleden örnekler
sunacağı yeni resitalinin gelirinin bir bölümünü bir hayır kurumuna bağışlayacağını açıkladı.
BİR İLKE İMZA ATTI
- Türkiye’ye döndükten sonra neler yaptınız?
Üç farklı lisede İngilizce öğretmenliği yaptım ve İstanbul Konservatuarı Bale bölümünde bale öğretmenliğine devam ettim. Öğretmen olunca sahneye çıkma yasağı geldi ve bunun üzerine kendimi sadece öğrenci yetiştirmeye adadım. Annem “Üzülme kızım, sen de balede yeni bir nesil yetiştirirsin” diye moral verince 1972 yılında kendi okulumu kurmaya karar verdim. 1977 yılında da Yıldız Kenter’in tiyatrosunda Kent Bale Topluluğu adıyla Türkiye’nin ilk Bale Tiyatrosu’nu kurdum.
- Bale sizin için ne ifade ediyor?
Bale benim için hayat demek. Bugüne kadar tüm hayatımı bale yaptığım saatlere göre ayarladım. Hâlâ da öyle… Bale benim yaşam biçimim. Sabahın erken saatlerinde dersler başlamadan görevimin başında olurum. 4 yaştan 70 yaşa kadar öğrenci grubum var. Onlarla bir arada çalışmak motivasyonumu ve enerjimi artırıyor. Bana her zaman güç, mutluluk ve gurur veriyor.
- Sizce bale ülkemizde hak ettiği yerde mi?
Bana kalırsa son zamanlarda çok ilerledi. Özellikle profesyoneller iyi çalışıyor. Bu da beni fazlasıyla mutlu ediyor.
YÜZLERCE TEMSİL VERDİ
- Bugüne kadar öğrencileriniz arasında hangi ünlü isimler var?
Öğrencilerim arasında Sibel Tarhan Kasapoğlu, Ala Köklübağ, Nil Berkan, Nur Berkan, Serap Aksoy, Seden Kızıltunç, Selma Güneri, Nükhet Duru, Metin Ersoy, Mustafa-Cemal Sağyaşar, Füsun Önal, Erol Evgin, Parla Şenol, Nigar Akaner, Uğur Böcekleri Zeki-Yalçın, Enver Demirkan, Abdullah Şahin ve Erdal Özyağcılar gibi sanat dünyasının usta isimleri var. 25 yıl Cemile Kutgün’ün sunduğu ‘’Bizden Size’’ adlı programın koreograflığının yanı sıra TRT’de canlı Türk dansları programları yaptım. 1990 yılında Bakanlık’tan yurtdışında Türkiye’yi temsil etmem istendi. O zamandan beri yurtdışında Türk kültürünü tanıtan yüzlerce temsil verdim. Bugüne kadar sayısız öğrenci yetiştirdim. Şimdi her biri hem balerin hem de öğretmen, mimar, mühendis, doktor, avukat… Onlarla gurur duyuyorum. Mezun olanlarla hala çalışıyoruz. Hatta şimdilerde 70’lı yaşlarda olan birçok öğrencim düzenlediğim resitallerde sahne almaya devam ediyor. Öğrencilerimin birçoğu da yurtdışında çalışıyor. Büyük aşama kaydediyorlar.
- Balerin olmak için hangi kriterler gerekir?
Öncelikle disiplin. Sonra aklını kullanma becerisi. Daha sonra vücut eğitimi ve doğru fiziksel özelliklere sahip olmak gerekir.
- Bale yapmak bir çocuğa ne gibi katkılar sağlar?
Bale çocuğun fiziksel gelişimine büyük katkı sağlar. Çünkü balenin vücutta kemikler başta olmak üzere bir spor yönü var ki vücudu dirençli tutuyor. Postürü (duruş şeklini) düzeltiyor. Küçük yaşta başlayanların akıl yürütmesini ve sosyalleşmesini sağlıyor. Klasik müzikle yapılan eğitim de çocukların sanat zevklerini geliştiriyor.